Dünüm, Bugünüm ve Öyküm
Senelerin getirdigini haftalar götürür.
Zaman büküldü içimde, sonsuz evrenimin çıkmazlarında. Ve burkuldu cigerlerime soludugum hava, telaşsız ruhumun sakin kıyılarında.
Haftaların getirdigini seneler götürür..
Gönlüm, Nisan yagmurlarında ve gökkusagı şarkılarında raksa durmuşken tenimi okşayan rüzgârda eskilerden bir hava var. Eski senelerden, çocukluktan, özlemden. Eskimeye yüz tutmuş ancak hafızamda hep taze kalmış onca güzel görüntüden.. Estikçe dünyamı saran ve beni sonsuz bir karanlıktan kurtaran.
Sustukça derinleşen bir dilde dinledim öyküsünü hayatın. Çalkantısız, kibirsiz ve benliginden sıyrılmış bir gönülden. Dinledikçe derinleşti ruhum okyanusçasına. Sevdim yüregimden geldigince, benimsedim, sardım, öptüm gözlerinden.
Vakit, kimsesiz bir çocugun minik elleri gibiydi.
Ruhum, nefti yeşili göllerin yankısında, yani öykünün tam kalbindeydi esasen.
Sonra gökyüzü birden delindi. Ne güneş kaldı ne de renkler. Ne hatıralarla esen rüzgar ne de öyküsü hayatın. Geriye kalan iki ayrık ruh, yapayalnız kalmış iki ayrı bedenden.
Seneler, güzel bir öykü getirdi uzun gecelerin sonunda.
Haftalar, sonunu yazdı hikâyenin derin ve sonsuz acılarda.
Bundandır; haftaların getirdigini seneler götürür.
Gönlüm, artık gökyüzüne bakamayacak kadar yorgundur.
Zaman büküldü içimde, sonsuz evrenimin çıkmazlarında. Ve burkuldu cigerlerime soludugum hava, telaşsız ruhumun sakin kıyılarında.
Haftaların getirdigini seneler götürür..
Gönlüm, Nisan yagmurlarında ve gökkusagı şarkılarında raksa durmuşken tenimi okşayan rüzgârda eskilerden bir hava var. Eski senelerden, çocukluktan, özlemden. Eskimeye yüz tutmuş ancak hafızamda hep taze kalmış onca güzel görüntüden.. Estikçe dünyamı saran ve beni sonsuz bir karanlıktan kurtaran.
Sustukça derinleşen bir dilde dinledim öyküsünü hayatın. Çalkantısız, kibirsiz ve benliginden sıyrılmış bir gönülden. Dinledikçe derinleşti ruhum okyanusçasına. Sevdim yüregimden geldigince, benimsedim, sardım, öptüm gözlerinden.
Vakit, kimsesiz bir çocugun minik elleri gibiydi.
Ruhum, nefti yeşili göllerin yankısında, yani öykünün tam kalbindeydi esasen.
Sonra gökyüzü birden delindi. Ne güneş kaldı ne de renkler. Ne hatıralarla esen rüzgar ne de öyküsü hayatın. Geriye kalan iki ayrık ruh, yapayalnız kalmış iki ayrı bedenden.
Seneler, güzel bir öykü getirdi uzun gecelerin sonunda.
Haftalar, sonunu yazdı hikâyenin derin ve sonsuz acılarda.
Bundandır; haftaların getirdigini seneler götürür.
Gönlüm, artık gökyüzüne bakamayacak kadar yorgundur.
Yorumlar
Yorum Gönder