Biraz Zaman Biraz Biz
Yine bir yanlışın kalbimdeki derin akisleriyle başbaşayım. Yanılgıların yenilgilere dönüştüğü ruhumdan, zaman ve insanlar ve vermiş olduğum yanlış kararlar ve bu yanlış kararlardaki ısrarım çok şeyler kopardı. Hayatın henüz devam ettiği doğru ancak tutkusu yitik bir kalp için zaman ne kadar geçiyor olursa olsun, hayat yaşanıyor sayılır mı? Üstelik zaman, saat üzerinde ileri sarsa da zihnimde hep geriye gidiyorum. Ruhen payıma düşen şey yalnızca anılarsa, yarınları düşlemek iyimser yalanlara kanmaktan başka bir anlam barındırır mı?
Hayatın, bize aldırış etmeden akıp giden seyrinde hiçbir şey aynı kalmıyor ne yazık ki. Zaman, acımasızca çalıp giderken kapımızı, ruhumuz boşluk dolu manzaralara açılıyor zaman misafirliğinde. Boşluk diyorum, çünkü ne yaşanırsa yaşansın zamanla yitiriyor anlamını ve elde kalan yalnızca boşluk oluyor. Anılarsa her daim gönülde bâki, kabul. Ancak eskiyor işte zamanla ve anlamını bulacak olan yaşanmışlıklar, bilakis yitiriyor anlamını zamanla. İnsan, unutup yenilenmeye ve unutulduğunu kabullenip yenilgiyi hazmetmeye çalışırken ömür denilen rüya ansızın bitiveriyor.
Bense tam ortasındayım şimdi. Bana yapılan haksızlıkların, insanlara yaptığım haksızlıkların ve kırılmış onca kalbin tam ortasında. İnsanın başkaları için kendinden kopardığı parçalar, kişiyi kendi benliğinden uzaklaştıran puzzle parçaları gibi biraz. Puzzle ise insanın kendisi. Ve parçalar tamam değilken yarım yaşanıyor, tamamkense yalnız. Ya yalnızlığı seçip bir bütün olmalı kendinde ve bu hayatı yaşamalı veyahut kendinden parçalar koparıp bir başkasını tamamlamaya çalışmakla hiç etmeli bu hayatı.. Neticede yaptığımız şey bu değil mi? Kendisini, bir başkası uğruna eksilten insanları, kendimizden bir parçayla tamamlamaya çalışmak.. İşte zamanın bize yaptıkları.
Hayatı hiç etmek dedim ama bazen öyle biri çıkar ki karşına, kendinden kopardığın parçalar ruhunda yeni parçaların tezahürü olur ve sen kendini tamâm olmuş bir hâlde karşındaki insanda bulursun. Hayat, bu noktada gerçek bir rüya, ayaküstü uyanıkken yaşanılan hoş bir serap.
Kırılgan gönlümden geçenler, alıngan bir çocuktan kalan alışkanlıklardan ibaret. Kırmadan, dökmeden yaşamaya çalışsam da elimde kalan yalnızca kırık bir kalbin parçaları ve sahibine duyduğum merhamet..
Kalbim hacze mahkum şimdi, kırdığım kalbin yangınlarından. Ruhumda ise hissettiğim derin ve sonsuz bir nedamet.. Yaşıyorum ancak yarım..
Hayatın, bize aldırış etmeden akıp giden seyrinde hiçbir şey aynı kalmıyor ne yazık ki. Zaman, acımasızca çalıp giderken kapımızı, ruhumuz boşluk dolu manzaralara açılıyor zaman misafirliğinde. Boşluk diyorum, çünkü ne yaşanırsa yaşansın zamanla yitiriyor anlamını ve elde kalan yalnızca boşluk oluyor. Anılarsa her daim gönülde bâki, kabul. Ancak eskiyor işte zamanla ve anlamını bulacak olan yaşanmışlıklar, bilakis yitiriyor anlamını zamanla. İnsan, unutup yenilenmeye ve unutulduğunu kabullenip yenilgiyi hazmetmeye çalışırken ömür denilen rüya ansızın bitiveriyor.
Bense tam ortasındayım şimdi. Bana yapılan haksızlıkların, insanlara yaptığım haksızlıkların ve kırılmış onca kalbin tam ortasında. İnsanın başkaları için kendinden kopardığı parçalar, kişiyi kendi benliğinden uzaklaştıran puzzle parçaları gibi biraz. Puzzle ise insanın kendisi. Ve parçalar tamam değilken yarım yaşanıyor, tamamkense yalnız. Ya yalnızlığı seçip bir bütün olmalı kendinde ve bu hayatı yaşamalı veyahut kendinden parçalar koparıp bir başkasını tamamlamaya çalışmakla hiç etmeli bu hayatı.. Neticede yaptığımız şey bu değil mi? Kendisini, bir başkası uğruna eksilten insanları, kendimizden bir parçayla tamamlamaya çalışmak.. İşte zamanın bize yaptıkları.
Hayatı hiç etmek dedim ama bazen öyle biri çıkar ki karşına, kendinden kopardığın parçalar ruhunda yeni parçaların tezahürü olur ve sen kendini tamâm olmuş bir hâlde karşındaki insanda bulursun. Hayat, bu noktada gerçek bir rüya, ayaküstü uyanıkken yaşanılan hoş bir serap.
Kırılgan gönlümden geçenler, alıngan bir çocuktan kalan alışkanlıklardan ibaret. Kırmadan, dökmeden yaşamaya çalışsam da elimde kalan yalnızca kırık bir kalbin parçaları ve sahibine duyduğum merhamet..
Kalbim hacze mahkum şimdi, kırdığım kalbin yangınlarından. Ruhumda ise hissettiğim derin ve sonsuz bir nedamet.. Yaşıyorum ancak yarım..
Yorumlar
Yorum Gönder