Adsız Gidiş

Açık bir havada gökyüzüne bak; bizi göreceksin.
Anlat bana biraz kendini. Seni yakından tanıyayım. Tanıyamadığım onca zamandan sonra yeni bir sen keşfedeyim. Sana yüklediğim manalar yerini bulsun artık. Hayır, yeni bir sen yaratma, yalnızca kendin ol, seni bileyim. Tanıdığım kadar sevebilseydim şayet, kalbim açık denizlere yol alan boş bir sandaldan farksız olurdu.

Kapalı bir havada gökyüzüne bak, beni göreceksin. 

Senin bu dünyaya açılan pencerelerinde bana dair manzara yok. Çünkü senin bu dünyaya açılan pencerelerin, senin düşüncelerinden ve sen merkezli bir his dünyasından ibaret. Narsist ruhun, yalnızlık ve soğuğa aşina ellerimden uzak. Ve sen uzakları, öylece durarak hiç bir zaman yakın edemeyeceksin.
Şimdi vaktim ve benliğim, sen ve sana dair hissiyat ve materyalle dolu. Çünkü seni seviyorum. Ancak sen ve senin kalbin, bu geçici dünyada sadece sana ve çevrendekilere yeter. Bana yer yok. Düşler yalan, gerçeklerse sahteliğin kitabında önsöz yalnızca. Bir bahane yarat ve terk et, kolay.  Biraz kendin olabilseydin ne çıkardı?
Ölmek için de bahane ararız ancak o bahane bizi bulur zamansız. Bazı vedalar da böyle işte. Küçük bir ölüm gibi. Zamansız ve anlamsız.
Ancak bu ölüm beni diriltir. Diriltir de yeni bir dünyaya, anlam veremediğim şu insanoğlunun davranışları değişmeyecek hiç nazarımda. 
Şimdi ruhumda sen dolu zamanın ağır akışını bilmeyeceksin. Senin, kendi benliğine duyduğun sevgi kadar ben bu dünyayı sevmeyeceğim. 
Gün gelecek pencere önündeki koltuğuna yine oturacak ve düşlerin ve hatıraların dünyasında zaman yolculuğu yapacaksın. Kapalı göğün karanlığında gördüğün ruhum, bulutlara karışacak ve özlemimin biriktiği topraklara karışacağım.
Sonra tekrar gökyüzüne bak, hava açacak. Ancak bir daha 'o' maviyi göremeyeceksin.

Yorumlar

Küllenenler

Sen Olsaydın

Gençlik ve Güzellik - Kısım I

Mübeccel