Mükerrer Usanç

yine kente kasvetle çöken bir mehtabı izliyorum
ömür, arzularımızın taştığı sığ bir nehir diyorum
ve bu sığ nehirde boğuluyoruz boyuna.
bugün dünya
onu ciddiye alanlar ve boş vermişler arasında bir yerde
sigaramla gecikmiş bir hüznü ağırlıyorum burada ben de.
bir mendil gibi katlayıp saklıyorum cebimde hüznü.
yaşamak sancıdan yoksun bir kalp ağrısı gibi.
bazen de içinde boğulduğum kurak bir göl
diner bir gün ağrılar, aşarım elbet gölü
anksiyetem azıyor, ellerim titrek
bir an evvel ruhuma saadet enjeksiyonu gerek
ama küçük bir sorunum var; bütün saadetler ölü.

koklanmış çiçekler ah!
kırları kirletmiş sayılıyor bu kentte.
işporta tezgahına dalıp giden gözlerin 
boş bakışlarında buluyorum kendimi
daha romantik olamazdım olduğumdan ve öldüğümden
bu duruma kayıtsız kalmak istemezdim ama kalbim var
biraz daha zorlarsam üstüme yıkılacak berlin'i bölen duvar.
tebessümler ne denli yapmacık hayat o denli yavan
buna mı uyanıyorum hakikaten her sabah uykulardan?
usanç duygum nüksediyor aşkım n'olur kurtar
sen de olmasan içten bir selamını alacağım kimim var?




Yorumlar

Küllenenler

Sen Olsaydın

Gençlik ve Güzellik - Kısım I

Mübeccel